1 Aralık 2009

Hoşgeldin 2 yaş

22 Kasımda 2 yaşımıza girmiş bulunmaktayız..Herşey harikaydı..Benim biçok kişiyi davet etmemem dışında herşey harikaydı..Çağıramadığım,unuttuğum herkes kusura bakmayın lütfen:(((( Zaten kayınvalidemlerde kutladık birazda bu nedenle çekindim aslında.. İşte pastamız..

Canım oğlum,Erenim gözbebeğim iyiki doğdun tatlım benim. Hep mutlu,huzurlu , içten,sevecen,sıcakkanlı olursun inşallah.. Bu resmi kaldıramadım..Offf hala biçok şeyi bilmiyorum şu blogda.Yanlışlıkla konulmuş bi resim..

Pastayı gördüğü an öyle mutlu oldu ki görülmeye değerdi..En sevdiği kahramanımız Upsy Daisy nin saçlarını koparmakla işe başladı:))) İşte en sevdiğim foto..Şu mutluluğa bakarmısınız canım benim işte herşey şu yüzündeki ifade içindi bebeğim:))) Kızıl saçlarım ve ben..Sevdim yeni halimi..İlk başta baya yadırgadım ama alıştım artık:)) Biz hazırlık yaparken balonlarla oynarken kendinden geçmiş oğluş.Biraz alakasız foto :))) Mumları üflemek o kadar hoşuna gitti ki mumlar söndüğünde bile üfü derdindeydi:))) Bu kareden bi kaç tene daha var.Fena halde Sıla ablamızı kesiyoruz:))) Başak yengemizin hediyesi:))) Çok sevdiği ıggle piggle..Önce hayran hayran bakıyor sonrada kollarını yemeye başlıyor:)) Offf al yanaklım benim.. İşte bunlar fotolar.Ayrıntılar aşağıdadır:))))

ben ne zaman bloga yazı yazmaya karar versem bloga giremiyorum.Hep bi sorun var.Sebebini bilmiyorum ama bu durum canımı çok sıkıyor..Bu kez de bundan yazamadım.Hep bi sorun...

Vay bee 2 olduk.Herşey çook güzeldi.Hasan Eren zaten son zamanlarda özellikle son bir ayda inanılmaz büyüdü,hareketleri,tavırları o kadar değişti ki.Ayrıca yine benim o akıllı,uslu oğlum oluverdi.Yani o dönemi atlatmış bulunuyoruz.

Doğumgününde çok mutluydu balonlarla oynadı,koştu,Eyyayla ( Behra ablasına hala Eyya diyor) oynadı. Bu kez doğumgünümüzü babannede kutladık bizim evde kutlamamızın imkanı yoktu çünkü inanılmaz küçük.Zaten bu minik ev beni aşırı germeye başladı.Herşey üstüme geliyor.Neyse doğumgünümüze geçelim.Pastayı nasıl yaptıracağımı aylar öncesinden planlamıştım ama nereye yaptıracağım konusunda bi fikrim yoktu.Tesadüf Başak sayesinde (kendisi eltim olur )bulmuş olduk..Bikaç fotograf mail derken karşımıza ne çıkacağını inanın hiç bilmiyorduk..Sonuç harikaydı.Hasan Eren pastayı görünce inanılmaz mutlu oldu.Her fotograf karesine de yansıdı mutluluğu.Kutlamayı bu kez öğleden sonra yaptık.Geçen seneki hataya düşmedim bu kez.Gelen,arayan.soran herkese çookk teşekkür ederiz.

Bu aralar birbirimize sevgi sözcükleri söylüyoruz.Ben ona seni seviyorum anneciğim diyorum o da bana şeni şevio diyor..Öyle tatlı diyoki...İnanılmaz olgunlaştık..Hala sessiz harflerde takıntımız var.Mesela mama hala ama baba hala aba ..B harfinde bişey var galiba..Behra Eyya..Kesin bu 'b' harfinde bişey var:)))

Araba hastalığımız da tam gaz devam.Gözümüzü ilk açtığımızda arabalarımız yanımızda duracak.Uyurken yatağına 4-5 araba almadan yatmıyor.O uyuduktan sonra bi bakıyorum onları arka arka bi güzel dizmiş sonra da uyumuş oluyor..Çok düzenliyiz ve çok temiziz..İnşallah hep böyle devam eder ne deyim:))))

Herşeyin bi zamanı olduğunu bişeylerin rayına oturması için birazcık sabretmenin önemini şimdi daha anlıyorum..O bi kaç aylık dönemde ne kadar mızmız,huzursuz,zorla yemek yiyen bi Hasan Eren vardı..Şimdi ise tam tersi..Herşeyden kendine bi oyun çıkaran,kıkır kıkır herşeye gülen,sevgi dolu ,gelip gidip öpen,sarılan sımsıcak bi oğluş var..

Bu arada herkesin geçmiş bayramı mübarek olsun..
Sorunsuz bi blog ve sık görüşmek dileğiyle..

3 Ekim 2009

Sadece Hasan Eren:)))

Saçlarımız uzunken.2.saç tıraşımız tam bi faciaydı.İlk kesimde kuzu kuzu oturan oğluş ikinci kesimde saçlarını tuta tuta ağlamış.Ağlamış diyorum çünkü bu kez dede ve babayla kestirdiler.Ben böyle olacağını tahmin etmediğimden gitmemiştim:))

İşte araba maceralarımız.Uyurken bile elimizde.Gözünü ilk açtığında arabalarını görmesi lazım:(((

Hasan Eren istiklal caddesinde:))

İlk kez ıslak hamburger yedi.Ben hiç sevmem..

Saklıdenizde minderlerle boğuşurken:))

Komşumuzun balığı:))

Arkadaşımız Ardayla:D Bir Saklıdeniz hatırası.Bu yaz sık sık oraya gittik.Bize huzur verdi Hasan Eren'e özgürlük.Dilediğince çimlerde koştu,yuvarlandı,tepeden aşağıya kaydı...

Başak yengede kavun yerken:D Bir ramazan hatırası:)) Ramazandaki festivalden:)))

ben sustum fotograflar konuştu:)))

Hasan Eren'i özleyenler için...

Sevgiyle kalın.

1 Ekim 2009

Bir gece ansızın gelebilirim....

Uyku sonrası sert ve haşin oğluş:)) Eminönü meydanında kuşları hayranlıkla izleyen oğluş:))
Aslında burdaki masumiyete bakmayın sonraki pozlarda pipiyle oynuyo onları müstehcen bulup koymadım:))))))
Allahım şu zıplamaya bakın onu izlerken kopuyoruz resmen.İnşallah bigün size de izletirim:)))
Gülüyorum.... gülüyorum...

İşte burdayız.Uzun bi ayrılıktı biliyorum ama yazmak istemedim..Biz iyiyiz çok şükür herşey yolunda.Sadece 2 yaş sendromuna girmiş ,mızmız,inatçı,kıskanç,paylaşmayı bilmeyen bi çocuk olan küçük beyimizle uğraşmaktayım.İnanılmaz değişti..O uslu,akıllı,laftan sözden anlayan çocuk gitti yerine bambaşka bir çocuk geldi.Bazen öyle sinirleniyorum ki odayı terk edip beyefendinin sakinleşmesini bekliyorum.Sakinleşiyor mu peki tabiki hayır ben nereye gitsem peşimden gelip ağlamaya devam ediyor.Ne yapacağımı şaşırıyorum bazen ve ne yazıkki arada sırada bağırıyorum ona.Taşınmak belki de en çok bu yüzden kötü oldu.Önceleri her an kalabalıktaydı.Behranur yani kuzenimiz vardı.Hep birlikte çok güzel oynuyolardı en azından paylaşmayı öğreniyordu.Şimdilerde ise birisi onun oyuncağı aldımı aman Allahım kıyamet kopuyor.Babanneye gittik mesela ben odadan çıktım başka yere gittim ağlayarak peşimden geliyor..Babaya da aynı şey her dakika ikimizde yanında olacağız.Neden böyle anlayamıyorum.Mutlaka yanlış yaptığım bişey var ama o şey ne...????

Bunun dışında konuşmamız baya ilerledi.Artık hemen hemen tüm kelimeleri söylüyo gibi.Yani ben anlıyorum onun konuştuğu dilden.Hani öyle aman aman cümle kurmuyor.İlk kurduğu cümle de geçen ay tuuu kooo yani su koy demiş babasına.Kendileri süt istediğinde buzdolabını su istediğini damacanayı gösterdiğinden Yusuf oğlum su mu koyum,sütmü dediğinde tuu kooo demiş.Baya bi güldük.Bide babaya baba demeyi bıraktık.Geçenlerde anni anni diye sesleniyor ben gittim yanına tepki yok anni diyerek Yusufu arıyor.Meğer ona anni demeye başlamış.Artık anni dediğinde Yusuf seni çağırıyor diyorum.Ben anneyim,Yusuf anni:))))

Bu aralar dev kuleler yapıyoruz.Daireyi,üçgeni,kareyi,yıldızı biliyoruz.Bultaklarını anında yerleştiriyor.Artık yapbozlarını da sıkılmadan yapmaya başladı.Yine geçen ay hayvanlı yapbozlarını yaparken bi baktık kedi yok(Kediyi çok sevdiğinden öğle uykusuna tahta kedi yapbozuyla yattı.Uyuduktan sonra elinden aldım yatağının yanına bırakmıştım) bi baktım koşarak gidiyor anlamadım o an.Geldiğinde elinde kedi vardı ve hemencecik taktı,kendini alkışladı .O zaman anladım işte ne kadar büyüdüğünü..Çok inatçı olduğundan bultakların sadece dairelerini geçirir boşaltmam için bağırır diğerleri takmazdı.Yapbozların yüzüne bakmazdı sadece arabalarıyla oynardı.Hiç yapmayacak sanırdım ama herşeyin bi zamanı varmış .Kendiliğinden zamanı gelince oluyormuş..Akıllı bebekteki annelerin yorumlarda yazdığı şeyleri okuyunca aaaa Hasan Eren bunu yapmıyor,şunu yapıyor,bunu niye yapmıyor diye kafama takardım.İşte en büyük yanlış buymuş.Sadece kendimi paralamışım.Kıyaslamak ne kadar yanlışmış..Bunları anladım geçte olsa......

Anlatacak çook şey var birde benim uykum.Şimdi keşke yazsaydım diyorum.Kısa kısa anlatsaydım.Daha ne maceralar var.Çişe alıştırma denemelerimizde..

her aradan sonra dediğim gibi anlatacak çok şey var off bu lafa da gıcık olmaya başladım..o zaman hay canını sevdiğim biriktirme bu kadar anlatta sonra da böyle daldan dala atlama.Yok işte çoookk kızıyorum kendime:(((((

Bunlar yazmadığım ilk ayın özeti olsun..

Merak eden,arayan,soran,yorum bırakan herkese çok teşekkür edip inşallah bu kadar uzun ara vermem deyip uyumaya gidiyorum..

Hoşçakalın...

23 Temmuz 2009

Başlıksız..

Bu aralar hep böyleyiz:) :))))) Bu fotoyu ekleyip eklememek konusunda bi hayli düşündüm.Efendim bi Galatasaraylı olarak içim yana yana huzurlarınızda minik Alex ve oğlunu fenerli yaptığını zanneden mutlu koca.. Hasan Erenin bi köpeğe en yaklaştığı an.Bu Yusufun halasının minik köpeği Boncuk hanım.Hasan eren hadi havhavı sev dediğimde koşarak yüzüne dokundu.o an çok korktum boncuğun hamle yapmasından ,bi panikle Hasan Ereni aldım.Oda sevmekle,şaşırmak arasında hatta birazda korku haliyle sıkıca şapkasına sarıldı..Öylece baktı.Tabi sonrasında boncuğu ezmeye kalktı.defalarca basmaya çalıştı..
Evet uzun ayrılıklar yaşıyorum blogumla.Nedendir bilmem soğudum bu aralar.Yazmaya yazmaya acaip bişey oldu bende.Aslında pc yi ilk açtığımda ilk tıkladığım şey blogum ama yazmak gelmiyor bu aralar hatta uzun zamandır.İlk zamanlar fırsat bulamıyordum şimdi ise .... Oysa anlatacak ne çok şey oluyor ama bi türlü kıvıramadım şu blog işini.O yüzden ertelenmiş biriktirilmiş,geç yazılmış yada hiç yazılmamış şeylerle dolu oğluşumun blogu.Oysa gününde yazılmalı herşey anlatılmalı ama beceremiyorum işte.. Oğluştan bi kaç bişey; * Çamaşırları makineye atmaya bayılıyor.Kirli sepetinden alıyo eline ne geçerse tepiyor.Ardından düğmesini çeviriyor.Deterjana bakıyor koyamıyor.Kapağı kapatıyor.Tam düğmeye basacak anne geliyor.Yaklaşık 2 aydır bi de bu var.. * Bu da anneden en sonunda kurtuldum camekanlarımdan yani kısmen.Artık lens kullanmaya başladım.İlk zamanlar bi hayli zorlandım ama şimdi tık diye takıyorum.Haaa bu arada akşamları lensler çıkıyor.Çoğunluk öğleye kadar takılmıyor.Lens kutusunu bulamazsam direkt Hasan Erenin dolabına bakıyorum.Valla kutuyu nerde görse dolaba atıyor:)) * Daha çişe alıştırmaya başlamadım ama en kısa zamanda başlayacağım.. Bu arada önceki postta yorumlarda Hasan Erenin kilo aldığını yazmışsınız.O dönem biraz toparlamıştı ama şuanda hiç bişey yemediğinden o gördüğünüz halinden yarım kilo eksik.Yani tam toparlanırken yine aynı şey oldu.. Parka bayılıyor.Kaydırak hele en büyük zevkimiz.Bi kaç aydır kendisi çıkıp kayıyor ama merdivenlerine güvenemediğimden tam arkasında duruyorum.Kaydıktan sonrada tutuyorum.Tabi özgür çocuk bide aceleci olduğundan anında oturup kayıveriyor..Merdivende arkasından bakarken anında ön tarafa geçiyorum ki küçük bey ben gelmeden yere düşmesin diye..bu olay 20-30 kere devam ediyor.Taki anne yeter diyene kadar ve oğlunu ikna edene kadar.. Bu arada Hasan Eren çok korkak.Nedenini bilmiyorumama inanılmaz...Bisiklete binipte büyük çocuklar önünü kaldırınca oda bisikletinönünü kaldırıyor,tek elini bırakmalar,tam park halindeki arabaya çarpacakken anında direksiyon kırmalar,yokuş aşağıya inerken ayağını havaya kaldırmalar,böcekleri eline almalar,yükseklere tırmanmalar bunların hiçbirinden korkmuyor da matkap çalışsın,uçak geçsin aniden bi ses duysun koşup bacağıma sarılıyor.Hala şu süpermarketlerdeki oyuncaklara bindiğimizde ağlıyoruz.Lakin atın üstünde deli gibi sallanırken korkmuyoruz.Valla çözemedim ben bu işi. Bu arada canım çooook sıkılıyor.. Çok bunaldım.. Herşey çoooookkk iştee..
Not : Blogumun şablonunu değiştiren edaya çok çok teşekkür ediyorum.Edacım ellerine sağlık.

11 Temmuz 2009

Her telden biz:)

İşte ilk domatesim.Şunun güzelliğine bakarmısınız.Daha kızarmadığından oğluşum onu erik zannedip istese de kızarmasını bekliyoruz.Zaten iki tanecikler o yüzden gözüm gibi bakıyorum onlara..
Artık binemediği bisikleti.Beni en son bindiğinde öyle çıldırttı ki şuan saklanmış vaziyette.Eski yerine bakıp bakıp mızırdanıyo ama bu sene Hasan Erene bisiklet YOK!

Koltuk tepesinde akrobatik hareketlerde bulunan küçük beyimiz..

  • Bu da yeni huyumuz yere yatarak araba sürüyoruz.Tam bi araba sevdalısıyız.Elimizden hiç düşmüyor arabalarımız bide artık eskiyen kamyonumuz.Babam yenisini aldı ama ilk gözağrısı kamyonundan vazgeçmedi.Yere 2.80 uzanılır araba,kamyon işte hangi araçsa tekerliklerine bakıla bakıla sürülür:)

Azcık tavşanız galiba:))
İşte gülüşüyle dünyamı aydınlatan erkek.Işığım, benim melek yüzlüm..

Düğündeki bi poz.Daha güzelleri de var ama bugünlük bunla idare etcez.tam bi küçük adam oldu yaaa.Behranur ablamızıda es geçmeyelim.Çok güzeldi benim tatlı kızım..

Yine uzun ara verdik ama öyle yoğundumki hiç fırsatım olmadı.4 Temmuzda Hasan Erenin Metin amcasının düğünü vardı.Ondan bi önceki gün kına,bi önceki günde nikah.Yani nikahta salonda olmayınca o hafta hep telaşla geçti.
Annemler geldiler düğünden bi hafta önce.Birde onun heyecanı ,sevinci vardı.Şimdi ise sadece sessizlik ve yine özlem var.

Kınamız da düğünümüz de çok güzel geçti.kına günü giydiğim ayakkabılar ayağımı acıtınca giydim terliklerimi ohhh rahat rahat.

Hasan Eren benim oynamamı istemeyip bacaklarıma yapışınca onu babasının yanına postaladım.Sonra rahat rahat kurtlarımızı hareket ettirmeye başladık.Kurtları dökmeyi düğüne saklamıştık .Halay çekmeyi çok seviyorum çok şükür Başağın aileside çok sevdiğinden bol bol halay çektik.terliklerimde alkış gibi ses çıkarınca coştukça coştuk..

Tabi bi okadar da yorulduk.Ertesi günü ise tam bi koşuşturmaca.Panik bi şekilde sürekli hadi diyen bi baba ( Hasan Babam kayınpeder),böyle anlarda eli ayağına dolaşan ve hiç bişey yapamayan ben.Anlayacağınız nasıl hazırlandım hiç bilmiyorum.Babama kalsa saat 5 te gelin daha eve gelmemişken (kuaförden) gelin almaya gideceğiz.Çok şükür en panik adamı sinirlendirmeden hallettik te işimizi gelin almaya gittik.Çok güzeldi herşey.

Hasan erenle çoğunluk Yusuf ve annemler ilgilendi.fazla ilgiden sıkılan oğluş kalabalıkta çok hırçınlaştı.Yanımıza oyuncak almak ta aklıma gelmemiş Yusuf 1,5 liraya Hasan Ereni tüm düğün boyunca oyalayacak bi araba almış.Hala çok seviyor arabasını.Yani kurtacımız oldu.Gelen giden sevmek istiyo o da bu durumdan sıkılıyor.Herneyse bi ara çok terledi kıyafetlerimizi değiştirmeye gelin odasına gittik.Küçükbeyimiz papyonlu takımlı halini çok beğenmiş olacakki bi türlü çıkartmak istemedi kıyafetini.O kadar dil döktüm banamısın demedi nasıl ağlıyor görmelisiniz.Uzun uğraşlar sonucu değiştirebildik üstünü.Sonrada aynada yeni kıyafetleriyle ne kadar tatlı olduğunu göstererek zorda olsa ikna ettik.Büyüdüğü zaman napcez bilmem.

08 temuzda da annemler gittiler.Günler nasıl geçti anlamadım bile.Bu seferde ağladım arkalarından hem de çook.Hasan Eren kapıdan çıkarken ananesine öyle bi sarıldı,ağladıki çok kötü oldum o an.

hayatım hep özlemekle geçiyor.Alışmak sonra tekrar alışmak.Büyüdüğünden Hasan Eren ne dedesini ne de ananesini unutmamıştı.Öyle içten sıcakkanlı bi çocukki öyle bi sarılıyoki içimin yağları eriyor.Dedeyle bol bol oynadılar.Saklambaç oynadılar,Hasan Eren koştu dede yakaladı falan.bi defasında dedesi saklanmış Hasan Eren onu arıyor her gittiği yerde '' buyda yok ' buyda yok diye diye dedesini aradı.Arada bir çıkıyor ağzından kelimeler yoksa daha hiç ilerlemiş değiliz konuşma hususunda..Biraz geri kadık galiba yada bana öyle geliyor.

Anlatacağını su istiyosa suya bakarak mızırdanarak,yemek isterse o tarafa bakıp mızırdanarak anlatıyor.Maşallah konuşmadan her işini hallediyor artık anlamamazlıktanmı gelsem napsam bilmiyorum.herşeyi biliyor ne hakkında konuşursak ona göre tepki veriyor.

Gelip gidip kolumu elimi vs öpüyor.Koşup gelip sarılıyor.Bide kopma anlarımız var.Gözgöze geldiğimiz an ikimizde gülüyoruz hemde ne gülmek.Durup tekrar tekrar aynı şey.Geçen gün yarım saate yakın birbirimize bakıp bakıp güldük.

Hasan Eren büyüdükçe daha bi anneyim sanki.Daha başka.Hele şuan öyle güzel bi iletişimimiz varki inanılmaz mutluyum.Her dediğimi yapan,hala hayırdan anlayan,o olmaz dediğimde anlayan vazgeçen akıllımı akıllı bi çocuk.İnşallah hep böyle devam eder.

Bu aralar hiç iştahımız yok.

Ayrıca yatağına bıraktığımda kendisi uyuyan oğlum taşınma işlerinde onu babanneye bıraktığımdan kaybetme korkusundan uyuyana kadar beni yanında istiyor.Olsun önemli değil sarılıp uyuyorum oğluma.Doya doya hiç bi anını kaçırmadan büyütmek istiyorum oğlumu.

Tabi şuanda bile bebeklik hallerini özlerken bu mümkün değil galiba.

Çok uzun bi yazı oldu.Okurken sıkmaz inşallah.Şimdi arkadaşlarımızı,ilerde de oğlumu.

Sevgiyle kalın.

Hoşçakalın.

(aaa unuttum Elif Şafak hayranım sana Aşk öyle güzel bi kitapki dün başladım soluksuz okuyorum..)

17 Haziran 2009

Mut-lu-yuzzz

Biz bu aralar kafamızı kaşıyacak vakit bulamıyoruz.Çoook yoğunuz..

Hani hergün şu blogun başına geçsem güncellesem sizler napmışsınız baksam diyorum yok bi türlü vakit bulamıyorum.

Hasan Eren burda tam bi mahalle bebesi oluverdi.Her dakika sokaktayız.Bi uyku bi karın doyurma için evdeyiz.Eeee bi de amcamızın düğününe çok az kalmışken annişko neye yetişeceğini şaşırmış durumda.

Temiz hava,güzel bi esinti,bi abla,bi abi daha ne olsun..

Yemeğini kendisi yiyen,artık hep bardak kullanan,yüzünü yıkadığımızda elini yüzünü kendi kurulayan,hala çok konuşup az anlaşılır konuşan,herşeyini anlatan,anlayan daha bi inatçı,sokaktan geldiğimiz anda çığlık çığlığa ağlayan,hala saçı tam ortadan ayrık bi çocuk işte..

Hiç geçmeyecekmiş doğduğundan beri ortadan ayrık ama ben hep o saçları uzatıp kaküllerinide düz yapmak hayalindeydim..Yok olmayacak bu hayalimde:((neyse...

Sabah dışarıdan geldikten sonra bi banyo ,bi yemek sonra 2 saati geçen sıkı bi uyku..Mis gibi deniz havası,tatlı komşular en önemliside Bediş ablamız ve Memo abimiz.Sokakta mutlu Hasan Eren...Rengi karbeyazlıktan çıkıp yanmış bi Hasan Eren..Bu aralar çok mutluyuz bizzzz..

Oyun oynamayı öğreniyoruz,top peşinde koşuyoruz,kamyonumuzu sürüyoruz,koşuyoruz..Tabi arada yanlış anlamalarda oluyor.Kendisini sevmek için o tontişim benim diyerek yanağımızı sıkan 3 yaşındaki ablamızı yanlış anlayıp bi tokat yapıştırabiliyoruz.Öğreneceğiz..Paylaşmayı,sevmeyi,çocuklarla oynamayı..Burası bize çookk iyi geldi..

Domateslerim,biberlerim çiçek açtı.Her dakika seviyorum onları.Yanlarına çiçek ektim onlara bakıp bakıp mutlu oluyorum.

Anne oğul çoook keyifliyiz..

2 Haziran 2009

Altın Kızlar..

Ne kadar değiştin canım yaaa...

Kamyon hastalığımız var.Çankırıdayken dayımız getirdi bu kamyonu.Aylardır elimizden düşürmüyoruz.Annane ip bağladı.Hasan Eren kimi zaman kangurusunu gezdiriyor,kimi zaman tv kumandasını.Şuan dışarda bile gözde durumda..

Efendim işte bunlarda benim altın kızlarım.Muhteşem dörtlümü 10 gün önce diktim.Sırada çiçeklerim var.Kociş uğraşsa apartmanın bahçesi de var ama nerde.Beni bu numunelerle kandırdı..

Olsun ben onlara gözüm gibi bakıyorum:))

Oğluşla günlerimiz çok yoğun geçiyor.Çok şirin bi sokağımız var.Adı gibi çok cümbüşlü bi sokak.Tüm ahali dışarıda olunca bizim küçükbeyi sokaktan içeri almak imkansız hale geldi.Abilerimiz,ablalarımız,komşu ninelerimiz,teyzelerimiz var.Hani yıllardır yaşayamadığımız mahalle ortamını burda yaşıyoruz...

Geçtiğimiz hafta salı günü sağlık ocağında son aşımızı da olduk.Bir tek Hepatit A aşımız kaldı.Orda kilo ve boy ölçümleri de yapıldı.Çok şükür herşey iyi..

Günler böyle yoğun geçiyor işte.Yeni yeni alışıyoruz.Son bi kaç gün hariç Hasan Eren hiç olmadığı kadar mızmız ve asabiydi.İlk defa uzun uzun ağladı susturmak için paraladım kendimi resmen.Babanneden,dededen ,amcalardan uzak olmasından kaynaklandı galiba.Çok özledi..Ama alışıyor benim uslu oğlum.Yine o eski Erenim olmaya başladı..

heryere tırmanma,mama sandalyesinden masaya atlama gibi yaramazlıklara da devam.

Tek canı acımasın,ağlamasın,üzülmesin,kırılmasın da gerisi önemli değil.Çünkü çok hassas,çok naif bi çocuk ..

Ömrün boyunca hep gül annem.

19 Mayıs 2009

Bizden kısa kısa..

Önce özetler;

Yeni evimizdeki ilk resimlerden galiba..Foto çekmeme kızan oğluş.Yılmayan anne ve mutlu son.Burda kendileri masa üstüne çıkmaya çalışırken..

Minecim de toplandığımız gün..Süper organizatörümüz Betül planladı.Zaten tüm buluşmaları o ayarlıyor.Şimdiki rotamız Efenin doğumgünü inşallah:)) Betül anlatmış zaten ben kısacık özet geçeceğim.Sagolsun Mine bizi çok güzel ağırladı.Minenin ablasıda vardı.O da çok şeker bi insan bebek bekliyor.Çocuklar yani Efe ve Hasan Eren baya kaynaştılar.Çok güzel oynadılar.Tabi görüşmeler sıklaştıkça bu kaynaşmalar artacak.Birde sonra aralarına tatlımı tatlı küçük hanımımızda eklenecek. Herşey için çok teşekkürler Minecim.Ellerine sağlık.Gerçekten çok güzel bi gündü. Biraz dağıttık ortalığı,Mineye iş çıkarttık ama kusurumuza bakma artık canım yaaa..

Efendim dayımızın aldığı bultak oyuncağımız.Benim takıntılı oğluş sadece mavi daireleri geçirip diğerlerini es geçiyor.Sonrada onları çıkarmam için bknz 3.4. fotodaki şekle bürünüyor.Yok yıldızmış,kareymiş,üçgenmiş.Bitek mavi daireler.Bide anında geçiriyor.Sonra açılıyor kutu boşaltılıyor daireler.Tekrar tekrar devam ediyoruz.Çoook inatçıyız çooook..

Bayıla bayıla yediğimiz İçim smartlar.Çankırıdayken tatmıştı ilk kez.Böyle hızlı hızlı anında mideye indiriveriyor:)

Sürekli telefon elinde bıdır bıdır konuşup duruyor.Ne anlatıyorsa artık sürekli gülüyor.Birazda anneyi taklit ediyor sanırım..

Uzun zaman sonra ancak fırsat bulabildik.Belki de fırsat yaratmadım ondan da olabilir.Boşladım blogu anlayacağınız..

Biz iyiyiz herşey yolunda.Taşınma telaşı,bu evin bitmek bilmeyen tamiratı derken yerleştik işte.Biz bunları yaparken de Hasan Ereni babanneye bıraktık.Akşamları aldık sadece.Bu ayrılık ikimiz için de çok kötü oldu.Kapıdan çıkarken gizlice kaçtım.İlk zamanlar daha kısa süreliydi ama daha sonraları tüm gün olunca Hasan Eren çok içerledi öyleki akşamları babasıyla geldiğimizde kucağımıza gelmek istemedi.Resmen başkalarının kucaklarında yüzümüze gülüp onu almak istediğimizde de bize kıçını döndü.Oğluşum ilk kez bize nispet yaptı.Canım çok acıdı bu zamanlarda.Bu kadar küçük bi çocuk bunu nasıl yaptı bilmiyorum ama galiba bize çok kırılmış olacakki akşamları bizle hiç ilgilenmedi.Sadece ve sadece başkalarının kucaklarında bize bakmakla yetindi.Şimdilerde ise kaybetmek korkusundan olacakki beni görmediği an çığlık çığlığa ağlıyor.O yüzden tam yapışık olduk tabi babası gelene kadar,babası gelince anında satış.Bu kez babasından ayrılmıyor ama uykusu gelince de beni istiyor..Onu,karekterini artık tanımaya başladım..Herşeyiyle değişen,oturan,tepkileriyle tam anlamıyla kendini ortaya koyan bi küçük adam oluverdi..

Konuşmamız hala pek anlaşılır değil.Hiç susmayan bi çocuk ama önceden de dediğim gibi biz ne kadarını anlıyoruz orası muamma..Arada sırada anlaşılır şeyler söylüyor tabiki ama galiba ben yine yürümeden koşmasını istiyorum:)

Hayatımızdan çıkardığımız yiyeceklerde var bu arada.Peynir yemediğinden kaşar,eski kaşar veriyordum onları da yemez oldu.Böreklerdeki peyniri bile ağzına gelince tükürüyor..Yumuşak peynir sürüyorum ekmeğine ona da yok diyor..Yani peynir denen şey tam anlamıyla yok hayatımızda:((

Yeşil mercimek; o da kaybettiklerimiz arasında yerini aldı.Başka çözümlerle yedireceğim artık tabi inşallah..

Köfte; kendilerine önceleri bayılıyorduk ama bu ara tatmıyoruz bile.Neden yemiyor bilmiyorum..

En sevdiklerimiz ;

Balık; hamsi,büyük balık farketmiyor.Bayılıyor resmen.Tıpkı annesi..Çankırıdayken babam haftada 2 kez hamsi alıyordu.Oğluş bayıla bayıla yiyordu.Şimdilerde büyük balıklarda favori durumda.1 büyük balık anında mideye.O yedikçe anne mest tabi..Hala çok çirozuz ama yapı işte napalım..

Peluş oyuncaklar da favori oldu.Oldum olası hiç sevmez eline bile almazdı oğluş lakin bu aralar doberman bi köpeğimiz var onu alıyor,öpüyor.Geçen gün bi baktım ona muz yediriyordu.Muz bittikten sonrada ağzını sildi peçeteyle.Koptum o an..

Takıntılarımızda var bi odaya girdi mutlaka kapısını örtecek,balkona çıkalım o kapı kapanacak.Bu arada temizlik hastalığımızda aynen devam ediyor.Bu mutfaktaki tezgahımız alçak.Ben yemek yaparken falan arkamı dönük gördüğü an tezgahın üstündeki sarı bezi anında alıyor yerleri falan siliyor.Bu kadar olmaz deyip çamaşır suyuna koyuyorum bezi.Eline ne geçerse kapıyı ,dolapları vs siliyor.İnşallah büyüdüğünde de böyle olursun da bana yardım edersin küçük bey..

Babannesinin koltuk minderlerini indirip üstünde tepiniyor.Geçen gün babannesi kızmış bi daha indirmeyeceksin oldumu demiş bizimkide oydu demiş.Şuan kabul ettirebiliyoruz.İnşallah hep böyle anlayan bi çocuk olur!

Bu arada Lost sezon finalini yaptı.Bak oğluşum ilerde bu satırları okursan bilki annen ve baban tam bir Lost fanatiği.Ne dizi beee.Ben şimdi 3 ay nasıl bekleyeceğim:((

Kısa kısa aklıma gelenler.Biriktirmeden yazmak gerek.Böyle unutuluyor.Unutulanlar sonraki yazılarımızda.

Blogu öyle boşladımki takip bile edemedim sizleri.Yaptığınız yorumlarla beni hiç yalnız bırakmadığınız hep yanımızda olduğunuz için bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Hepinizi kocaman öpüyorum.

hoşçakalın..